Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | yapmak zorunda olmak | have to do v. |
Colloquial | ||
Colloquial | yapmak zorunda olmak | do v. |
Colloquial | yapmak zorunda olmak | mean to do v. |
Idioms | ||
Idioms | yapmak zorunda olmak | be bound to do v. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
Colloquial | ||
Colloquial | bir şeyi yapmak zorunda olmak | behoove one to do something v. |
Colloquial | (bir şey) yapmak zorunda olmak | have (something) to do v. |
Colloquial | (bir şeyi) yapmak zorunda olmak | be meant to (do something) v. |
Colloquial | (bir şey yapmak) zorunda olmak | have got to (do something) v. |
Colloquial | (bir şey yapmak) zorunda olmak | mean to (do something) v. |
Idioms | ||
Idioms | (bir şeyi yapmak) için çok/gerçek bir çaba sarf etmek zorunda olmak | have to go some to (do something) v. |
Idioms | (bir şey yapmak) zorunda olmak/olmamak | be not supposed to (do something) v. |
Idioms | (bir şey yapmak) zorunda olmak/olmamak | (not) be supposed to (do something) v. |
Idioms | biri yapmak zorunda olmak | behoove one to do v. |
Idioms | bir şey yapmak zorunda olmak | bound to do something v. |
Idioms | (bir şey yapmak) zorunda olmak | have (got) to (do something) v. |